Kırmızı Kedi Hayat Dizisi (7 Kitap)



Author
Categories
Yayınevi: Babil Kampanya
Availability: 1000 in stock
SKU: 3990000097477
175,78 TL
Ship to
*
*
Shipping Method
Name
Estimated Delivery
Price
No shipping options

Contributor

Keyif Verici Maddelerin Tarihi

17. ve 18. yüzyıllarda serpilip gelişen burjuva toplumunun oluşumunda, sömürgelerden elde edilen kahve, çikolata, baharat, tütün gibi keyif verici maddeler çok açık bir işlev üstlenmiştir: burjuva ruhuna uygun bir beden yaratmak.

Deyim yerindeyse bu maddeler insan fizyolojisini burjuva ideolojisinin taleplerine göre dönüştüren kimyasal-farmakolojik birer aygıt gibi çalışırlar. Her madde zamanla kendi avadanlığını ve ritüellerini yaratırken, damakta bıraktığı tat ve bedende uyandırdığı haz üzerinden bir kültür, sağlık ve adap rejiminin inşasına kaynaklık eder.

Keyif Verici Maddelerin Tarihi, insanlık tarihini sıradan günlük nesneler üzerinden okuyan günümüzün popüler tarihyazımının öncü yapıtlarından biri olarak şimdiden türün klasikleri arasında yerini almıştır.

Yunanistan'da Türk Kahvesi

Yakın arkadaşı, Jacques Lacarrière’in mezar taşına yazdırdığı üzere; “Gölgenin tarihçisi, ayaktakımının mağaracısı, yitik kıtaların Macellan’ı, sessizlerin ozanı, isimsizlerin biyografı,” Elias Petropoulos. Ülkesi Yunanistan’da irdelenmemiş konuları (genelevler, eşcinseller, Çingeneler, hırsızlar, balkonlar…) kendine özgü üslubuyla ele alan, faşist rejimler tarafından defalarca mahpusa atılan sınır tanımaz halkbilimci Petropoulos, Yunanistan’da Türk Kahvesi’nde, “Biz ona ‘Yunan kahvesi’ deriz” diyen faşistlere inat, Türklerden alınan en zengin gündelik hayat mirasını pişirmesinden servisine, fal ritüellerinden Yunanistan’ın en ünlü kahvehanelerine, edebiyattaki yansımalarından tavla, lokum, sigara ve tiryakilerine kadar mütemmim cüzleriyle bir arada anlatıyor.

Marjinal ve evrensel bir yazarın kaleminden sıra dışı bir kültürel mirasa dair 40 yıl hatrı geçmeyecek bir çalışma…

Cehennemin Tarihi

Cehennem, insanoğlunun gelmiş geçmiş en büyük kâbusu. Ölümden sonrasının bilinmezliği karşısında duyulan korku yatıyor temelinde. Ahlak bilincinin gelişmesiyle birlikte, dinin tekelinde, kötülere ayrılmış bir ceza ve işkence aygıtına dönüşüyor. Yazı öncesinden modern çağlara uzanan, Doğu’dan Batı’ya katmerlenen muhtelif temsilleriyle cehennem her uygarlığın, toplumsal sorunlarını çözmedeki açmazlarının aynası. İnsanlık kendi gizemini çözemediği sürece kafasında her daim bir cehennem tahayyül edecek.

Cehennemin tarihi, kendi varoluşuyla yüzleşen insanoğlunun tarihidir.

Şemsiyoloji

Hayatta ve Edebiyatta Şemsiyenin Tarihi

İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler 1940’taki Birmingham hava bombardımanına ne diye Regenschirm yani şemsiye adını vermişti? Madam Bovary’nin başkahramanı Emma mutsuzluğunu ilk kez kendi sesinden işittiğimizde elindeki dilsiz tanık neydi? Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy kıymetli canını kimlere değil nelere emanet etmişti? Nietzsche elyazmalarından birinde birden “Şemsiyemi unuttum,” derken aklından ne geçiyordu? Şemsiye, belki onu en çok düşünen yazarların başında gelen Charles Dickens’ı “Lütfen Şemsiyelerinizi Bırakın” dedirtecek ne yapmış olabilir?

Varlığından ziyade yokluğuyla, ancak olmadığında farkına vardığımız günlük, sıradan bir nesne şemsiye. Öyle veya böyle binlerce yıldır hayatımızda. Marion Rankine, geçmişten günümüze edebiyattan hayatın türlü hallerine, “şemsiye olmanın”, üzerine bir bilim inşa edilecek kadar derin ve karmaşık bir gerçeklik taşıdığını gösteriyor bize.

Güverte Güncesi

“Kuzeye doğru gökyüzünün rengi biraz açılmış ve ufukta ince bir pembe çizgi oluşmuştu. Okyanus gölün yüzeyi köpüklenmeye, İrma’da hıçkırır gibi hafif sarsıntılar duyulmaya başladı. O arada bir an için bir gökkuşağı belirdi ve kayboldu.”

Her an değişkendir deniz, gündüzü gecesi birbirini tutmaz. Karaya ayak basmadan geçer günler. Eski zaman gezginlerinin serüveni misali rüzgârın, denizin nabzı tutulur. Kuzey Atlantik’i, Saint Lawrence Irmağı’nı ve Büyük Gölleri bir şileple geçen Ömer Bozkurt’un yazdığı Güverte Güncesi doğa gözlemlerinin gemi yaşamına ilişkin gözlemlerle iç içe geçtiği, alışılmadık bir yolculuğun seyir defteridir.

Binbir Bahçe Masalları

Binbir Bahçe Masalları yıllara yayılan bir serüveni, bir bahçenin gelişim sürecini anlatıyor. Tarih boyu güç ve sosyal statülerin simgesi, kültürlerin doğum yeri olagelmiş, günbegün kendi masallarını anlatan bahçelere kulak veriyor.

Tamamen organik bir bahçe yaratmanın meşakkatli sürecine, ta cennet bahçesinden başlayarak bahçe/cilik kültürü ve tarihi eklemleniyor Ceylân Orhun’un tuttuğu günlüklerde. Tohumdan filizlenen bu hikâye, sulanarak, çapalanarak el emeği göz nuruyla çiçeğini açıyor...

Sahafname

Sahafnâme edebiyat tarihimize bir ek çıkıyor. Orhan Veli, Halit Ziya, Nahid Sırrı gibi yazarların hayatına bir pencere açıyor. Unutulmuş, kaybolmuş evrak-ı metrukeleri; mektupları, kartvizitlere alınmış notları ortaya seriyor.

İstanbul’un ilk şehir rehberinden edebiyat erkânının toplandığı Küllük Kahvehanesi’ne, toplatılan ilk dergimiz Cüzdan’dan ekslibrisin Türkiye serüvenine, edebiyat tarihini kitap kurdu bir sahafın yıllar boyu biriktirdiği belgelerden yola çıkarak sürüyor.

Products specifications
Attribute nameAttribute value
Sayfa sayısı1568
Ağırlık bilgisi (gram)1568,00
En bilgisi (cm)16,50
Boy bilgisi (cm)22,00
Cilt tipi adıCiltsiz
Kağıt cinsi adı2. Hamur
Basım ülkesi adıTürkiye
Cep boy olup olmadığı bilgisiFalse
Ürün formatı adıKitap