Bruno Bauer ve Karl MarX

Bruno Bauer and Karl Marx: The Influence of Bruno Bauer on Marx's Thought


Bruno Bauer and Karl Marx: The Influence of Bruno Bauer on Marx's Thought


Author
Categories
Availability: 1000 in stock
SKU: 9786055513283
37,70 TL
Ship to
*
*
Shipping Method
Name
Estimated Delivery
Price
No shipping options

Contributor

Elinizdeki kitap Türkiye literatüründeki iki önemli eksiğin farkına varmak için muazzam ipuçları sunuyor. İlki, Marx’ın entelektüel gelişimi ve onun Hegel ile Genç Hegelciler’e tarihsel referanslarıyla ilgili. Türkiyeli okurun ağırlıklı bir kısmı bu ilişkiyi, Marx’ın Feuerbach ve Hegel’e ilişkin kendi değerlendirmeleri üzerinden okuyor ve -işin ilginç yanı- olduğu gibi kabulleniyor. Aynı durum özellikle Bruno Bauer’e odaklanmış eleştirilerin yoğunlaştığı Kutsal Aile (Eleştirel Eleştirinin Eleştirisi) için de geçerli. Marx bu metinde eski arkadaşı Bauer’e oldukça nükteli ve hakaretamiz ifadelerle, politik bir kopuşu belirginleştirmek amacıyla saldırıyor. Bauer’in teorik konumu hiç bilinmese de, Marx’ın güçlü kalemi okuyanları büyülü biçimde kendi yanında saf tutmaya zorluyor. Lakin büyü, yazarının bilincinde olduğu ama okurunun hiç tanışmadığı tarihsel bir arka planı da yoğun bir sisle perdelemeye başlıyor. Kant’tan başlayıp, Fichte, Schelling, Hegel ve Bauer’in de içinde olduğu Genç Hegelcilerle devam eden Alman Felsefesi geleneği ve onun en yetkin silahı diyalektiğin tarihsel gelişimi görünmez kılındığında Marksist literatürün Türkiye’deki çorak coğrafyası ile karşılaşmak kaçınılmaz oluyor. Bruno Bauer ve Karl Marx bu çorak uzamı yeşillendirmek için kışkırtıcı bir başlangıç. Kitabın önemini bir kat daha arttıran ikinci özelliği ise günümüzle oldukça yakından ilgili; lakin bu önem sadece dikkatli okurun gözlerine açık ve oldukça dolayımlı. Augustinus’tan Thomas Aquinas’a, Anselmus’tan Dun Scotus’a kadar işlenen Hıristiyan teolojisi Spinoza’dan Hegel’e kadar uzanan tarihsel aralıkta da oldukça nitelikli bir rasyonelleştirmeye tabi tutuldu ve elbette Marx ve Feuerbach’ın da dahil olduğu Genç Hegelciler’in din eleştirisi de, bu kuramsal zemin karşısında bir o kadar nitelikli olarak ortaya çıktı. Oysa hakikat ufkunu doğrudan temsil ile kısıtlıyan İslam’ın gündelik ahlaki yükümlülüklere odaklanmış ‘kuramsal’ zemini, karşısındaki eleştirinin de kısıtlı ve verimsiz bir biçimde gelişmesine neden oldu. Din ve sosyalizm ilişkisinin revaçta bir tartışma olduğu günümüzde elinizdeki kitap, bu konu üzerine sizi tekrardan düşünmeye zorlayacak. Kitabın unutulmaması gereken bir önemi daha var: Eyüp Ali Kılıçaslan’ın geniş önsözü. Hegel sonrası Marx’a kadar uzanan düşünce iklimini anlayabilmek için Genç Hegelciler’in tarihsel gelişimini sunan metin Türkçe okuyanlar için bir ilk. -Ersin Vedat Elgür-

Products specifications
Attribute nameAttribute value
Basım tarihi ay bilgisi10
Basım tarihi yıl bilgisi2012
Baskı sayısı1
Sayfa sayısı471
Ağırlık bilgisi (gram)443,00
En bilgisi (cm)13,50
Boy bilgisi (cm)19,50
Cilt tipi adıCiltsiz
Kağıt cinsi adı2. Hamur
Basım ülkesi adıTürkiye
Cep boy olup olmadığı bilgisiFalse
Ürün formatı adıKitap